Fenerbahçe – Sivasspor maçını spor yazarları değerlendirdi
GÜRCAN BİLİÇ – ÖZÜR DİLEKÇESİ
Alkmaar’daki “fiyaskonun” peşinden, taraftarla barışmak için bu türlü bir maça gereksinim vardı. 90 dakika boyunca alanda bir Fenerbahçeli’nin istediği her şey vardı. Kaçan goller, coşku, baskının peşine düşen bir takım ve rakibi silen mutlak hakimiyet.
Öylesine oynadılar ki, seyredenler bir sonraki golün ne vakit geleceğini beklemeye başladı. Çok kaçırdılar, çok top ezdiler, kaleci de çok kurtardı. Ve tüm bunların üstüne bir de bir birincisi yaşadı Fenerbahçe topluluğu. VAR’ın “golü iptal et” davetine uymayan bir hakem…
Hem de Fenerbahçe’nin aleyhine olan bir durumda. Nasıl bir zorlama, yönlendirme, anlaşılır üzere değil… Aslında anlayan, biliyor neler olduğunu. Konumda top Djiku’nun eline değiyor mu, net belirli değil. Diyelim ki “değdi”, defans olsa penaltı veremeyeceğin bir çarpma. UEFA “Hemen sonrasında gol olursa, müdahale edin” diyor. Durumun akabinde top beş farklı ayağı dolaşıyor, ceza alanı dışına çıkıyor, tekrar geliyor.
Neresinden tutsanız, elinizde kalacak bir karar yani. Mourinho’nun Mert Hakan ve Samet kararı enteresan. Bir gövde gösterisi var. Kulübeye gelenlere de net bir bildiri. Samet’e golü attıran, Mert Hakan. Penaltı öncesinde En Nesyri’ye pası atan da o…
Gönüllerden düşmeye başlayanlar, kahraman oldular… Yalnızca galibiyet ile değil performanslarla da bir kadro, taraftar barışması var gecede. Tadic’in atağı yönetmesi, Maximin’in tekrar “yıldız” olduğunu hatırlaması, Amrabat’ın füzesi. Kendileriyle de “yeniden” tanıştılar. Ulusal maç ortasında gülen yüzlerle lige gelecekler.
EMRE BOL – İNSAN MISIN AMRABAT?
Fenerbahçe Mourinho’nun sistemi hasebiyle 10 numarasız oynuyor! Szymanski’ye defansif vazifeler verildiğinde sıra kadrosuna dönüşüyor sarı- lacivertliler… Bir ekipte kimi oyuncuların net olması gerekiyor. Haftalar geçiyor; bir bakıyoruz Samet birinci 11’de! Birebirini Mert Hakan için de söyleyebiliriz. Hayırdır inşallah, hayırdır inşallah…
Böylesine değerli mevkilerde çok az değişiklik yapılır. Ya cezalın ya da sakatın olur! Bu ortada şunu söyleyeyim; Mert Hakan’ın Osayi ve Tadiç ortasına girerek oynaması Fenerbahçe’nin sağ kanadını çokça güçlendirdi. Zati elle tutulur ataklar hatta golün pası da o bölgeden geldi. Mert Hakan kardeşim; sana bir ağabey tavsiyesi vereceğim. Dediğimi dinlerlersen Fenerbahçe mesleğin devam eder. Yoksa? Boşver diğerini…
Yedek kulübesinde kart görerek bu kadroya yardım edemezsin. Fenerbahçeli olmak istiyorsan alana çıkıp performans göstereceksin. Atacaksın, attıracaksın, uğraş edeceksin. Gayrısı daima palavra dolan! Fenerbahçe’nin oyun gücü geçen dönem Fred’di artık ise Amrabat. Bir kadro; maç kazanmak, şampiyon olmak istiyorsa orta saha oyuncularından gol- asist katkısı almak zorunda.
Amrabat oyunu iki taraflı oynayabilen seçkin futbolculardan… Bence yeni dönemin en uygun transferi. Fenerbahçe öne geçtiğinde tadından yenmez bir grup oluyor. Dün Sivasspor karşısında erken bulduğu gollerle rahat bir galibiyet aldı. Artık önümüzde ulusal orta var. Umarım birtakım bahislerde Mourinho’nun başı netleşir.
Fenerbahçe, iç saha mesaisinde tek gayesi tartışmasız üç puan zira gündüz maçında sarı kırmızılıların aldığı galibiyetle puan farkı Sivas maçı öncesi 8’e çıktı. Bu ister istemez baskı yaratır sarı lacivertli oyuncular üzerinde. Maç önü derin bir takım değişikliği Alkmaar maçı 11’inden 5 oyuncu değişikliğine gitmiş Mourinho.
Bu çıkan grup daha ofansif sol bek ve orta saha tercihi bunu gösteriyor, 45 dakikalık kısımda RCS (rakip ceza sahasında) topla buluşma 30 oldu. Bu başarılı istatistik bilhassa birinci yarı final paslarında yanlışsız tercih yapılmaması ve son vuruşlarda o beceriyi göstermemeleri nedeniyle daha farklı bir skorla devre ortası soyunma odasına gitmelerini engelledi sarılacivertlilerin.
İkinci yarı birinci yarı vakit zaman çok hakikat yaptığı karşı presi bu yarıda da ikinci penaltı golü öncesi başlangıcında yaparak maçın iki farka gelmesini sağlayan en değerli etkendi.
Fenerbahçe üç gün evvel oynadığı AZ maçının fizikî olarak yorgunluğunun alanda hissedilmemesinin nedenlerini âlâ okumak gerek. 1- Yanlışsız planlanan takım seçimi. 2- Oynayan grubun daha ofansif olması. 3- Daha fazla topla oyun marifeti oyuncu tercihi. 4- Topun kaptırıldığı yerde çabucak topu kazanmak için yapılan karşı pres (ikinci goldeki gibi).
5- Kadronun alanda enine ve uzunluğuna daha birlikte kompakt bir yapı oluşturması. 6- Sarı-lacivertli taraftarın kadrosunu devamlı motive edip, saha içinde futbolcuların coşkusunu artırması.
Sarı-lacivertlilerin bu oynadıkları oyun tam istenilen düzeyde olmasa da hamle oyununu ve savunma anlayışı düzeyini üste taşır, performanslarını daha âlâ duruma getirirlerse saha içinde daha (güçlü ve de istikrarlı) bir kadro imajı verirler. Bu da şampiyonluk yarışında sarı lacivertlilerin başarılı olması için alanda en büyük farkı elbet yaratacaktır.
