TURGAY DEMİR – HOLLANDALI ISMAEL
Başakşehir karşısında birinci yarıda pas rekoru kıran, maçın genelinde de çokça pas yapan Beşiktaş aslında havanda su dövdü… İki grupta 60 metreye yaydıkları oyunlarıyla, ağır çekim paslaşıp, göstere göstere atak yaptılar.. Maç uzunluğu yürüyerek hamle yapanlara karşı yürüyerek savunmaya dönenleri izledik onlar hiç yorulmadılar lakin biz izlerken çok sıkıldık!..
En önde Semih, solda Muçi, ortada Rafa, sağda Joao Mario ile başladı Beşiktaş, Joao’nun geri vitesi yok, sıfıra inip rakibin istikrarını bozmayı aklında bile geçirmiyor hasebiyle etkisiz eleman. Muçi aldığı her topu beş metre sürüp çabucak şut atmak istiyor fakat oynadığı bölge buna uygun değil.
Hal bu türlü olunca Semih çaresiz kaldı etrafı bomboş olan Rafa Silva’nın kalitesi de hiçbir işe yaramadı. Sonra Rafa sola, Mustafa ortaya, Rashica sağa geçti diziliş 4-3-3’e döndü ben de güldüm… Rafa’yı çizgiye çekene gülünür çünkü!..
Öbür taraftan önde Serdar’a Biatek’i bırakıp geri kalan herkesi kapının önüne dizen Çağdaş Atan beraberliğe dünden razıydı, istediğini de aldı… Beşiktaş orta alanında Gedson ve El Musrati sola dönüyorlar herkes kurşun asker üzere yerinde duruyor, sağa bakıyorlar ona keza… Münasebetiyle ya birbirlerine oynuyorlar ya da geriye…
İsabetli pas rekoru da bu türlü geldi zaten!.. Rakip beraberliğe razı onların lay lay lom hallerini anladık âlâ de şampiyonluğa oynayan Beşiktaş nasıl bu kadar umursamaz bir görüntüdeydi onu pek anlamadık! İmmobile yokmuş, takım derinliği yetersizmiş çeşidinden masalları birileri anlatsın, bu türlü şeylerin her vakit müşterisi vardır lakin bana uymaz.
Beşiktaş takımı her oyunu oynamaya kâfi lakin hakkıyla oynatacak bir teknik adamı yok Kartal’ın. Kıssa bu kadar kolay. Giovanni Van Bronckhorst dediğimiz kısaca, Valerien İsmael’in Hollandalısı… Yani geçmiş olsun.
SİNAN VARDAR – BİREBİR SİNEMALAR DEVAM EDİYOR!
Süper Lig’in 12. Hafta çabasında Beşiktaş Başakşehir’e konuk oldu. Müsabaka öncesi Beşiktaşlı oyuncular ısınmaya ve seramoniye Kartal Yuvaları’nda da satışa sunulan Atatürk özel serisi Atatürk Süveter desenli formalarla çıktılar. Bu vesileyle bende Ulu Lider Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 86. yılında hürmet ve hasretle anıyorum.
İlk yarı iki grubun denk bir çabasını izledik. Zati istatistiklere baktığımızda da görülecektir. Başakşehir kanat tertiplerinde Beşiktaş’tan daha üstündü. Beşiktaş ise birinci yarı boyunca maalesef Muçi ve Mario’nun etkisiz kalışıyla kanatları hiçbir formda kullanamadı. Rafa Silva harika hareketleriyle Beşiktaş’ı hamleye taşımaya çalıştı lakin sonuç alınamadı. İki maçtır da Lyon maçındaki Gedson’u arıyoruz. Uzun bir müddettir Beşiktaş’ın daha organize bir futbol oynamasını bekliyorum lakin bir türlü olmuyor.
Hayretle izledim ikinci yarı 15 dakika ayağına top değmeyen Joao Mario dururken Beşiktaş’ın tek gol ümidi Semih’i oyundan aldı ve Rashica’yı oyuna aldı. Üç haftadır devam eden Beşiktaş’ta ki kan kaybı maalesef bu hafta da devam etti. Denk kuvvetlerin durumunun az olduğu maçta puanlar paylaşıldı. Beşiktaş’ta biraz daha fazla çaba gösteren Svensson’un dışında vasat üzerinde futbolcu yok üzereydi.
Geri dörtlü hiç yanılgı yapmadan oynarken maalesef orta alanda ve gol yollarında Rafa Silva haricinde skoru değiştirecek bir atak ve oyun görünmedi. Artık Beşiktaş bu puan cetvelindeki duruma nazaran Avrupa kupası ve Türkiye Kupası’nda yoluna devam edecek üzere görünüyor.
Yine de yazımı bitirmeden içimde kalmasın pes be hoca Joao Mario’ya 85 dakika nasıl dayandın. Oyunun bitmesine 5 dakika kala taze kuvvetler olarak Mustafa Hekimoğlu ve Salih’i oyuna alıyorsun. Bu değişiklikleri, oyuna müdahaleleri keşke daha evvel yapsan tahminen bir şeyler değişebilirdi. Tam maç bitti derken yeniden bir hakem skandalı daha cerayan etti.
Son 5 dakika Başakşehir forması giyen hakem bütün faulleri Başakşehir lehine çalarken Beşiktaş’a yapılanları görmezden geldi. Beşiktaş’ın yüzde yüz penaltısını vermedi. Benim şahsen inancım gitgide azaldı. Bu kadar dayanak veriyoruz fakat yeniden birebir tıpkı sinemaları mi izliyoruz. Anlamak nitekim güç.